14 Nisan 2014 Pazartesi

Hayat Boyu Çalışmamanın Sırrı :)

   Merhabalar... Bu benim yaşama bakışıma dair ilk yazım. İlk yazıma da hayatımı değiştiren yıllar önce duyduğum bir cümle ile başlamak istedim. Bu cümle benim mottom oldu, hayatımı değiştirdi, belki benim yıllar önce çektiğim sancıları şu an yaşayan birileri vardır aranızda.. Evet, size diyorum :)

   "Hayat boyu çalışmak istemiyorsanız sevdiğiniz işi yapın! ".. Bu cümleyi duyduğum zaman üniversite öğrencisiydim, 19-20 yaşlarımdaydım ve çoğumuz gibi ben de hayatımı garantiye alacak (!) bir bölüm (iktisat) okuyordum. Buraya kadar hikayem çok tanıdık geldi belki bir çoğunuza... Hep iyi bir öğrenci oldum, notlarım yüksekti başarılıydım. Okulu, okumayı, öğrenmeyi çok seven çalışkan bir öğrenciydim. Dolayısıyla da üniversite sınavlarında da yüksek denilebilecek bir not aldım ve o zamanki sistemle de İstanbul'da iyi bir üniversite de iktisat okumaya başladım ve işin ilginç yanı bu bölümde de yine başarılıydım. Ancak içime sinmeyen bir şeyler vardı. Derslerdeki başarım kadar sosyal alanlara da hep ilgiliydim. Nerede dans kursu, şiir okuma yarışması, halk oyunları, tiyatro .. kursu var ben oradaydım. Okulda sunuculuk mu yapılacak, yine ben.. Hikaye mi yazılacak tabi ki ben de vardım. İçten içe biliyordum ki masa başı işler bana göre değil. Denemedim mi? Denedim... Her yaz bir yerde çalıştım, staj yaptım. Yok, olmuyordu, içim darlanıyordu, saatler geçmek bilmiyordu.

   İşte tam da o sıralarda bu cümleyi sık sık düşünür oldum. Sevdiğim işi yapmak istiyordum ama onu da hakkını vererek yapmak istiyordum. Ve bir karar aldım. Zaten üniversite son sınıfa gelmiştim bu sırada.. Bu okulu bitirecektim ama daha sonra sevdiğim işin eğitimini alacak ve mesleğim olarak onu seçecektim. Tabi zorlu bir süreçti yine, kimse yapabileceğime inanmadı desem yeridir. Hem ailem hem çevrem tam iş hayatına atılacağımı bekledikleri sırada ben yetenek sınavlarına hazırlanıyordum bir yandan kendi imkanlarımla.. "İnsanlar yıllarca hazırlanıyor kazanamıyor, sen mi kazanacaksın" diyenler oldu, "hazır mezun oluyorsun, iyi bir kariyerin olabilir böyle boş heveslerle zaman kaybetme" diyeler oldu, "yapma demiyoruz, hobi olarak yine yap ( :))" diyenler gerçekten oldu. Çünkü tekrar okumak istediğim bölüm ve seçtiğim meslek maalesef ki ülkemizde eğitim alınmasına gerek olmadığı düşünülen, çoğu zaman da hobi gözüyle bakılan bir meslek.

   Dinlemedim, sadece çok istedim, çok de çalıştım. Ve başardım. 2 ay gibi kısa bir zamanda yetenek sınavlarına hazırlandım ve kazandım:) Artık hayatımın ipleri benim elimdeydi, kontrolü elime almıştım. Evet maddi-manevi çok zor zamanlar geçirdim ama hayatımın en mutlu dönemi de yine bu zor zamanlarda başladı ve halen de devam ediyor. Çünkü mezun oldum ve sevdiğim mesleği yapıyorum şu an.. Türkiye'de ki şanslı (şansını kendi yaratan) azınlıktayım, biliyorum. Nazar etmeyin ne olur, isteyin sizin de olur :)

   Demem o ki hiç bir zaman "geç mi kaldım" diye düşünmeyin. Bazen önümüze ne gelirse onu yaşıyoruz, yaşamak zorunda olduğumuzu düşünebiliyoruz, ya da böyle gelmiş böyle gider diyebiliyoruz ama hayır.. Hepimizin sadece ama sadece yaşayabileceğimiz tek hayatımız var; tesadüflere, o ne der bu ne düşünürlere, n'apalım kısmet böyleymiş benim yazım da böyle yazılmış demelere bırakamayacak kadar kıymetli 1 tek hayat..  Kurban rolü oynamayı seçmek ya da seçmemek, işte bütün mesele bu..

* Yorumlarınız benim için çok ama çok önemli biliyorsunuz değil mi canlar :)


13 Nisan 2014 Pazar

Tekrar Aranızdayım :)

   Merhabalar... Bilenler bilir her gün bloğuma yeni yazı yazardım. Ancak yaklaşık 15 gün önce bilgisayarım bozulmuştu ve bu nedenle uzak kaldım bloğumdan... Nasıl özlemişim, aklımda kelimeler elimde ürünler birikmeye başladı. Bloğuma yeni yazı yazamadığım her gün bir kayıp gibiydi benim için... Ohhh tekrar buralardayım, çok mutluyum :)

   Bu arada da bol bol düşünme fırsatı buldum bloğumla ilgili... Uzun süredir aklımda olan bir konuda daha yazmaya başlamaya karar verdim bu süreçte; yaşam ve ilişkiler... Güzellik ve bakım deyince önce dış güzellik gelse de aklımıza hayatımızı güzelleştirmek huzurdan, hayattan zevk alabilmekten, ilişkilerimizden ve kişisel gelişimden geçiyor çokça da... Kişisel bakım kadar kişisel gelişimde çok uzun zamandır ilgi alanım...Yaşamı yaşamayı ve yaşamdan zevk almayı çok seviyorum. Dostlarımla da sık sık konuştuğum, paylaştığım konular bunlar... Çoğu zaman bu konularda benimle sohbet etmekten hoşlandıklarını söylerler, bu da beni çok mutlu eder tabi ki :)

   Ben de okuduklarımı, yaşadıklarımı ve gözlemlediklerimi naçizane yazardım satırlara... Artık bloğumda da paylaşmak fikri doğdu ve umarım sizlerde severek okursunuz. Geri dönüşleriniz benim için çok çok önemli... Eğer yazdıklarım sevilirse bu yazılarım da zamanla artabilir.

   Her olumsuz durumdan bir olumlu pay çıkarmayı seviyorum; bloğuma yazamadığım bu süreç bana bu yeni kararı aldırdı, düşünmeye zaman buldum. Olumsuzu yine olumluya çevirdim kendimce:) Sizlere de keyifli bir pazar gecesi dilerim. Sık sık buluşmak paylaşmak için beklerim buralara... Sosyopericiğinizi yokluğunda unutmadınız umarım :)